 |
| Siyasi Tutuklu Rasul Mursalov 2012-2014 |
Rasul Mursalov
Hapishane Mektupları.
"Allah kısmet etse 50 gün sonra görüşeceyiz.
Allah kısmet etsin, baba ol, o zaman daha çok anlayacaksın beni..
Ama sen biliyorsun ben seni çok özlüyorum. Sen askerde olduğunda senin gömleyini yandımda taşıyordum, nereye gitsem yanımda oluyordu. Yıkamamıştım ki, senin kokunu ondan alayım". 06.12.2013
* * *
"Özledim seni. Qazete (Azatlık) masanın üzerinde, öylece senin resminle konuşuyorum (qazetede siyasi tutukluların resmi olan sayfa var).
Öyle güzel kar yağıyor ki, pencerenin karşısında oturmuş, yoldan geçenleri izliyor, sana mektup yazıyorum. Kar durmadan yağıyor, yer beyazlamış. Öyle güzel görüntü var ki". 12.12.2013
* * *
"Resulum merhaba.
Annesinin güzel evladı, bu insanlara bakıpta düşünüyorum ara-sıra: her kes bir türlü düşünüyor, ya da hiç düşünmüyor. Sen, ben düşündüklerimizi bu insanlar neden düşünmüyor diye kafamı yoruyorum. Az düşünenler "rahat" içinde yaşıyorlar. Gel bizde az ve cahil düşünelim. Yoruldum yasaklardan. Bizde biraz rahatlık bulalım". 11.08.2013
* * *
"Havalar iyi, kış olmasına rağmen. Dağda kar gözüküyor, şehirdeyse (Zakatala şehri) daha kar yağmadı". 23.11.2013
* * *
"Ordan alıp buraya, burdan alıp oraya veriyoruz, yine de bitmiyor borç-harç. Suyu kart sistemiyle yaptılar, doğal qazda kart sistemi yaparlarsa batarız biz, ödeyemeyiz.
Biliyorsun birimizin emekli maaşımızı da senin adından dolayı kestiler. Artık birimizin emekli maaşını alıyoruz (105 dolar). Ayın 20 -si elimize para geçti, hemen seni düşündük. Yeni yıla sana hapishaneye gıda paketi yollayacağız.
Sen yoksun diye tadı-tuzu yok yeni yılında. Bazen boğazımda kalıyor yediğim, düşünüyorum da sen açsın her halde hapiste". 23.12.2012
* * *
"Merhaba evladım. Biz iyiyiz, ablanda iyi. Bizi düşünme.
Her gün çıkan qazeteyi (Azadlıq) alıyor, okuyur, sonra senin ordaki resmine bakıp sohbet ediyorum. Rahatlıyorum bu şekilde. Ablanlardan geliyordum, eve yenice varmıştım ki, M... telefon etti, diyor ki, qazetede senin hapishaneden serbest bırakılman hakta yazılmış. Baktım, ama bulamadım. Sonra başka gençlerin (gözaltına alınan siyasi aktivistler) serbest bırakılması hakta okudum, çok sevindim buna.
Hepimiz iyiyiz, bir seni merak ediyoruz. İyi günler evladım, öptüm. Kendine dikkat et". 15.05.2013
* * *
"Merhaba aziz oğlum.
Sabah uykudan uyandık, gördük ki doğalqazımızı kesmişler. Doğalqaza fatura borcumuz var, paramız yok ödemege. Eskiden gecikse bile hemen kesmiyor, emekli maaşımızı alınca ödememizi bekliyorlardı. Ama şimdi sana olan nefretlerinden dolayı bir gün bile beklemiyorlar. Hatta bahane arıyorlar bizi ezmeğe. Diyorlar ki, hükumetin talimatı. Açıkca demekten bilə çekinmiyorlar. Her ne ise, sen düşünme bunları". 18.11.2013
* * *
"Merhaba annesinin güzel oğlu, canım yavrum.
Elimde olsa dünyanı sana veririm. Dünyada ne varsa, kim istiyorsa onun olsun. Ben seni, evladımı istiyorum. Hiçbişey gözümde değil, yatacak yerim, yiyecek ekmeğim var, bir tek sen yoksun.
Annesinin güzeli, ne olur beni de düşün. Seni seven, bekleyen, ümit besleyen annen var. Sen benim 29 yıllık emeyim, eziyetlerim, ağrı-acılı günlerimin sonucusun. Sen iyi olduğunda ben de iyi oluyorum. Düğününü görmek istiyorum.
Gurur duyuyorum seninle, bunun aksini bile düşünme. Benimle her zaman iyi oldun. Yüzümü de her zaman ak çıkartan evlat oldun. Senin hapsin beni üzmüyor. Mertlikle, haklı davan yolunda hapse atıldın. O yüzden bunu dert etmiyorum.
Baban sana yemek falan, birde biraz para getirecek yakın zamanda. Emekli maaşını bekliyor.
İnşallah her şey iyi olacak". 04.09.2013
PS. Yukarıda yazılanlar hapishaneye gönderilen məktupların küçük bir kısmı.
Yasaların izin verip, rejimin izin vermediği görüş ve telefon konuşması yasağından dolayı siyasi tutuklu evladıyla ancak mektup üzerinden konuşan annenin mektupları.
Bunun gibi onlarca böylesine mektuplar var.
Bu mektuplar yıllarca cezaevinde yattığım, işgenceler gördüğüm siyasi tukluluk hayatımda olan “hapishane mektupları”ndan kısa bir bölüm.
Allah kısmet etsin, baba ol, o zaman daha çok anlayacaksın beni..
Ama sen biliyorsun ben seni çok özlüyorum. Sen askerde olduğunda senin gömleyini yandımda taşıyordum, nereye gitsem yanımda oluyordu. Yıkamamıştım ki, senin kokunu ondan alayım". 06.12.2013
* * *
"Özledim seni. Qazete (Azatlık) masanın üzerinde, öylece senin resminle konuşuyorum (qazetede siyasi tutukluların resmi olan sayfa var).
Öyle güzel kar yağıyor ki, pencerenin karşısında oturmuş, yoldan geçenleri izliyor, sana mektup yazıyorum. Kar durmadan yağıyor, yer beyazlamış. Öyle güzel görüntü var ki". 12.12.2013
* * *
"Resulum merhaba.
Annesinin güzel evladı, bu insanlara bakıpta düşünüyorum ara-sıra: her kes bir türlü düşünüyor, ya da hiç düşünmüyor. Sen, ben düşündüklerimizi bu insanlar neden düşünmüyor diye kafamı yoruyorum. Az düşünenler "rahat" içinde yaşıyorlar. Gel bizde az ve cahil düşünelim. Yoruldum yasaklardan. Bizde biraz rahatlık bulalım". 11.08.2013
* * *
"Havalar iyi, kış olmasına rağmen. Dağda kar gözüküyor, şehirdeyse (Zakatala şehri) daha kar yağmadı". 23.11.2013
* * *
"Ordan alıp buraya, burdan alıp oraya veriyoruz, yine de bitmiyor borç-harç. Suyu kart sistemiyle yaptılar, doğal qazda kart sistemi yaparlarsa batarız biz, ödeyemeyiz.
Biliyorsun birimizin emekli maaşımızı da senin adından dolayı kestiler. Artık birimizin emekli maaşını alıyoruz (105 dolar). Ayın 20 -si elimize para geçti, hemen seni düşündük. Yeni yıla sana hapishaneye gıda paketi yollayacağız.
Sen yoksun diye tadı-tuzu yok yeni yılında. Bazen boğazımda kalıyor yediğim, düşünüyorum da sen açsın her halde hapiste". 23.12.2012
* * *
"Merhaba evladım. Biz iyiyiz, ablanda iyi. Bizi düşünme.
Her gün çıkan qazeteyi (Azadlıq) alıyor, okuyur, sonra senin ordaki resmine bakıp sohbet ediyorum. Rahatlıyorum bu şekilde. Ablanlardan geliyordum, eve yenice varmıştım ki, M... telefon etti, diyor ki, qazetede senin hapishaneden serbest bırakılman hakta yazılmış. Baktım, ama bulamadım. Sonra başka gençlerin (gözaltına alınan siyasi aktivistler) serbest bırakılması hakta okudum, çok sevindim buna.
Hepimiz iyiyiz, bir seni merak ediyoruz. İyi günler evladım, öptüm. Kendine dikkat et". 15.05.2013
* * *
"Merhaba aziz oğlum.
Sabah uykudan uyandık, gördük ki doğalqazımızı kesmişler. Doğalqaza fatura borcumuz var, paramız yok ödemege. Eskiden gecikse bile hemen kesmiyor, emekli maaşımızı alınca ödememizi bekliyorlardı. Ama şimdi sana olan nefretlerinden dolayı bir gün bile beklemiyorlar. Hatta bahane arıyorlar bizi ezmeğe. Diyorlar ki, hükumetin talimatı. Açıkca demekten bilə çekinmiyorlar. Her ne ise, sen düşünme bunları". 18.11.2013
* * *
"Merhaba annesinin güzel oğlu, canım yavrum.
Elimde olsa dünyanı sana veririm. Dünyada ne varsa, kim istiyorsa onun olsun. Ben seni, evladımı istiyorum. Hiçbişey gözümde değil, yatacak yerim, yiyecek ekmeğim var, bir tek sen yoksun.
Annesinin güzeli, ne olur beni de düşün. Seni seven, bekleyen, ümit besleyen annen var. Sen benim 29 yıllık emeyim, eziyetlerim, ağrı-acılı günlerimin sonucusun. Sen iyi olduğunda ben de iyi oluyorum. Düğününü görmek istiyorum.
Gurur duyuyorum seninle, bunun aksini bile düşünme. Benimle her zaman iyi oldun. Yüzümü de her zaman ak çıkartan evlat oldun. Senin hapsin beni üzmüyor. Mertlikle, haklı davan yolunda hapse atıldın. O yüzden bunu dert etmiyorum.
Baban sana yemek falan, birde biraz para getirecek yakın zamanda. Emekli maaşını bekliyor.
İnşallah her şey iyi olacak". 04.09.2013
PS. Yukarıda yazılanlar hapishaneye gönderilen məktupların küçük bir kısmı.
Yasaların izin verip, rejimin izin vermediği görüş ve telefon konuşması yasağından dolayı siyasi tutuklu evladıyla ancak mektup üzerinden konuşan annenin mektupları.
Bunun gibi onlarca böylesine mektuplar var.
Bu mektuplar yıllarca cezaevinde yattığım, işgenceler gördüğüm siyasi tukluluk hayatımda olan “hapishane mektupları”ndan kısa bir bölüm.
No comments:
Post a Comment